Okulöncesi dönem, insan hayatının diğer dönemlerinin temelini oluşturan önemli bir dönemdir. Bu dönemin en iyi şekilde ve uygun yaşantılarla geçirilmesi ise son derece önemlidir. Bu dönemde çocuğa sağlanacak yaşantıların türü ve kalitesi, yetişkinin ona verebileceği imkânların zenginliğine bağlıdır. Çocuğunuzun okulöncesi dönemdeki çeşitli ihtiyaçlarını karşılayabilmek, bugünkü bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sağladığı imkânlarla artık yalnız başına ailenin başarabilmesi oldukça zordur. İşte okulöncesi eğitim kurumları; günümüzde çocuğunuzun büyüme ve gelişmesine katkıda bulunacak, onun öz bakım becerilerini kazanabileceği (beslenme, giyinme/soyunma ve tuvalet alışkanlıkları gibi), güvenli, sosyal, sorumlu alışkanlıklar kazanabileceği, bilişsel ve dil gelişimini destekleyecek bir yerdir. Burada, şimdi olduğu ve yaşamı boyunca olabileceği haliyle uyum içinde yaşamayı öğrenir.

 

Pek çok çocuk için okula gitmek heyecan verici ya da ürkütücü bir deneyimdir. Yabancı bir ortama girmek, anne ve babanın sunduğu güvenli ortamdan ayrılıyor olmak her çocuk için korkutucu olabilir, özellikle de 3, 4 ve 5 yaşlarındaki çocuklar için... Çocuğun bu ilk ayrılığa karşı vereceği tepki ve geliştireceği baş etme mekanizmaları çok değişkendir. Kimi çocuk anne ve babasına zorlu zamanlar yaşatırken kimi çocuklar ise kapıda el sallayarak, heyecanla bu yeni ortamı keşfetmek için ayrılır. Eğer sizin çocuğunuz ilk gruba aitse sakın endişelenmeyin ya da ikinci gruba ait olduğu için erkenden sevinmeyin, çünkü işler zamanla değişebilir!

 

Küçük yaştaki çocukların belirsizliğe toleransı oldukça düşüktür. Bu nedenle çocukları önceden, somut bir şekilde bilgilendirmek son derece önemlidir. Örneğin okulunu (içini ve dışını) fiziksel olarak önceden mutlaka onunla gezin bu onun için görsel güvence sağlayacaktır.

 

Okulda neler yapabileceğini konuşun, birlikte hayal edin. Okuldaki arkadaşlarından, öğretmenlerinden, oyuncaklardan ve oyun alanlarından bahsedin. Öğreneceği yeni şeylerin günlük yaşamını nasıl etkileyebileceği üzerine düşündürün. Örneğin sayı saymayı öğrendiğinde artık kendi başına oyuncaklarını sayabileceğini hatırlatın. Kendi öğrenme süreçlerinizi paylaşın ve o ortamlarda kazandığınız dostlarınızdan bahsedin.

Eğer bu konular üzerine konuşmak istemezse zorlamayın. Onun merak ettiği, ilgi duyduğu anları bekleyin ve değerlendirin. Genel olarak anaokulunun, korkulacak ya da kaygı duyulacak bir yer olmadığını, tam tersine onun büyümesi ve gelişmesi için önemli, heyecan verici bir yer olduğunu vurgulayın.

 

Çocuklar için okula başlamanın en eğlenceli yanı okul eşyalarına sahip olmaktır ve bunun birlikte yapılması da son derece önemlidir. İhtiyaç listesini okulunuzdan aldıktan sonra gerekli tüm malzemeleri çocuğunuzla birlikte karar vererek satın almanız, onun sürece katılımını ve sorumluluk duygusunu artıracaktır.

 

Eğer mümkünse önceden veya okulun ilk günü öğretmeni ile tanışmanız ve çocuğunuzu da tanıştırmanız ona iyi gelecektir. Anne veya babasının güven duyduğu, olumlu bir iletişim kurabildiğini görmesi, çocuğunuzun da o kişiye güven duymasını sağlayacaktır. Unutmayın, çocuklar ilk önce ve en çok anne -  babalarının tutumlarından, duygu/davranış örüntülerinden etkilenirler. Sizin öğretmenini onayladığınızı ve saygı duyduğunuzu bilen çocuğunuzun öğretmeni ile iletişimi çok daha sağlıklı ve güçlü olacaktır. Böyle bir çocuk, öğrenme ortamından en çok faydalanan çocuklardan biri olacaktır.

 

Okulun sizin için hazırladığı oryantasyon programına katılın. Bu hem sizin aklınızdaki soru işaretlerini giderecektir hem de çocuğunuzun okul ve sınıf ortamına daha rahat bir giriş yapmasına yardımcı olacaktır.

 

Her okulun kendine özgü bir planı, programı ve işleyiş sistemi vardır. Bu sistemi tanıtan toplantılara katılmayı ihmal etmeyin, varsa okulun tanıtım broşürlerini edinin. Okulun ve öğretmenlerin veli olarak sizden beklentilerini, varsa okulun kurallarını öğrenin. Eğer aklınıza takılan, emin olmadığınız şeyler varsa ihmal etmeden sorun ve en doğrusu öğrenin.

 

Çocuğunuzun günlük olarak akademik ve beslenme programını takip edin. Bu konularda, eğer çocuğunuz da istekli görünüyorsa onunla sohbet edin, istemiyorsa daha fazla zorlamayın.

 

Her gün çantasını kontrol edin ve ertesi gün için birlikte hazırlanın. Öğretmeninden gelen notları dikkatle okuyun ve okulun internet sitesini sürekli takip edin. Sizin takibiniz son derece önemlidir, çünkü örneğin; sınıfta yapılacak bir aktivite için gerekli materyaller veya ön hazırlıkları ihmal ettiğiniz takdirde, bir sonraki gün çocuğunuz için o aktivite pek de keyifli geçmeyebilir. Tam tersine çantasında o gün sizin için yaptığı bir resmi bulabilirsiniz, belki de tüm resimlerini biriktirip evde bir ‘aile sergisi’ bile yapabilirsiniz! Bu çocuğunuzun özgüvenini geliştireceği gibi, ailesinin takdirini ve onayını almış olmak çocuğunuzun okulda yapılacak çalışmalara katılımını ve motivasyonunu da arttıracaktır.

Oktay, A. (1999). Yaşamın Sihirli Yılları: Okul Öncesi Dönem. İstanbul: Epilson Yayınevi.

Ryan, B. (1999). Çocuğum Okula Başlıyor. İstanbul: Hayat Yayıncılık

REHBERLİK SERVİSİ