Kadının çalışma hayatında yer almak istemesi yalnızca
ekonomik zorunluluklar ya da aile bütçesine katkıda bulunmak için değil aynı
zamanda yaşam standartlarını yükseltmek, kariyer hedefleri, toplumda prestij
kazanmak ve eşinin yanında konumunu yükseltmek gibi birçok nedene bağlıdır.
Neden her ne olursa olsun, aktif iş hayatı içinde olmak isteyen kadın özellikle
bir anne ise yaşanacak zorluklar kaçınılmazdır.
Çalışan annede yeterlilik endişesi
Çalışan anneler genellikle çocuklarını ihmal ettiklerini
düşünerek sürekli suçluluk duymakta, çocuğuna yeterince vakit ayıramamanın
endişesini yaşamaktadır. Bir yandan hayatın içinde var olmak isteyen kadın,
diğer yanda annelik kimliği. Bu iki duygu arasında çatışma yaşayan anne,
üzerindeki baskıyı artırarak strese girmektedir. Anneler çocuklarını evde
bırakmak konusunda suçluluk duyarlar ve bunun kısa ve uzun vadeli etkileri
konusunda endişe duyarlar, çünkü bu durumun gelecekte çocuklarının gelişimini
etkileyebileceği kaygısı taşırlar.
Anneler yaşadıkları bu yoğun suçluluk duygusu sebebiyle
işten eve döndüklerinde çocuklarının her istediğini yapma ve onları şımartma
eğilimindedirler. Oysaki anneden bir ebeveyn olarak beklenilen en önemli şey
çocuğuna ilgi, şefkat vermesi, kurduğu iletişim ile ‘ben değerliyim,
güvendeyim, mutluyum’ duygusunu yaşamasını sağlamasıdır. Çocuklar var
olduklarına dair geri bildirim isterler. Aile içindeki etkileşim çocuğun bu
gereksinimini yerine getirebilmelidir. Ayrıca çocuk emniyette olduğunu bilmeye,
annesine karşı yakınlık hissetmeye ihtiyacı vardır. Bütün bunların
sağlanabilmesi için de 24 saate ihtiyaç yoktur. Önemli olan annenin çocuğu ile
geçirdiği zamanın niteliği, onunla kurduğu iletişimin türüdür.
Araştırmalar ne diyor?
Çalışan anneler ve çocukları üzerinde yapılan
araştırmaların arasında tam bir tutarlılık olmasa da, sonuçlar annenin
çalışmasının çoğu zaman çocuğu olumlu yönde etkilediği şeklindedir. Çalışan
anneler çocuklarını erken yaşlarda birçok konuda cesaretlendirmekte ve yönlendirmektedirler.
Bu nedenle çalışan annelerin çocukları küçük yaşta kendi kendine yeten, daha
bağımsız davranan bir kişilik geliştirmekte ve çevreye uyumları daha iyi
olmaktadır. Aile içinde günlük aktiviteleri planlayan, organize eden ve aileye
ait görevleri üstlenen çocuk birçok konuda daha başarılı olmaktadır.
Bazı çalışmaların ana sonuçları ise:
· Annenin
dışarıda çalışması çocuğun gelişimini geciktirmiyor.
· Çalışan
anneler ev işleri ve boş zaman faaliyetlerine daha az zaman harcıyorlar.
· Annenin
evde kalması ya da dışarıda çalışıyor olması çocuğun sosyal davranış, bilişsel
yetileri ve dil gelişiminde farklılık yaratmıyor.
· Çalışan
anneler izin günlerinde çocukları ile daha fazla zaman geçiriyor.
· Önemli
olan annenin çocuğu ile geçirdiği sürenin kısa ya da uzun oluşu değil,
çocuğu ile geçirdiği sürenin niteliğidir.
· Annenin
işinden tatmin olmaması, çocuğunun bakımı ve emniyeti konusunda endişe duyması
ve çalışma şartlarının çok ağır olması gibi faktörler çalışan anne ve
çocuğu arasındaki etkileşimi olumsuz etkileyebilmektedir.
· İşinde mutlu olan ve
çocuğunun bakımı konusunda endişe duymayan anneler iyi bir ebeveyn rolüne
sahiptirler.
Çocuğumla sağlıklı iletişimi nasıl kurarım?
Çalışan anne ve çocuk arasında sağlıklı iletişim kurabilmek
için; işten eve dönen anne öncelikle çocuğu ile günü konuşmalı, onu dinlemeli,
onun yapmayı istediği şeyleri yapmalı ve daha sonra günlük işlerini yapmalıdır.
Anne günlük işlerini yaparken çocuğun yaşına göre küçük görevler vererek
birlikte geçirdikleri zamanı daha fazla artırarak anne-çocuk arasındaki bağı da
kuvvetlendirmiş olur. Anne bu şekilde hem çocuğunu hem de kendini mutlu etmiş
olacaktır. Anne olmak 24 saati çocuğuyla geçirmiş olmak değil çocuğa ihtiyaç
duyduğunda yanında olabileceğini her zaman onu dinleyip anlayabileceğini en
önemlisi ise güven duygusunu vermesidir. Önceliklerini belirleyen ve kendini
buna göre planlayan anne birçok sorunu ortadan kaldırarak mutlu bir anne-çocuk
ilişkisine sahip olacaktır.
Annenin çalışması durumunda babanın da anneye destek
olması, annenin çalışmasından kaynaklanan boşluğu doldurmak ve çocuğunun yeni
aile düzenine uyum sağlaması için çaba harcaması gerekir. Babanın da çocuğun sorumluluğunu hissetmesi,
en azından annenin bu dönemi daha rahat atlatması için emek vermesi lazımdır.
ÖZEL ALİM ANAOKULU
PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ