Bugün, yetişkinlerin sosyal-duygusal gelişimine odaklanan anlamlı ve bilgilendirici bir atölyede bir araya geldik. Atölyemiz, bireysel duygusal farkındalığın artırılması ve bu farkındalığın yaşamımızın farklı alanlarında nasıl etkili bir şekilde kullanılabileceği üzerine şekillendi.
Eğitim, “duygular isteklerimizi anlama” temalı bir yolculukla başladı. İlk olarak, duygularımızın altında yatan temel istekleri ve ihtiyaçları fark etmeye odaklandık. Sıklıkla, ebeveyn olarak çocuklarımızın sosyal-duygusal gelişimine odaklanıyoruz, ancak bugün kendi gelişim alanlarımızı fark etmek için bir adım attık. Çünkü sosyal-duygusal becerilerimizin gelişimi, hem kendi iç huzurumuzu hem de ailemizdeki ilişkilerimizi olumlu yönde etkileyebilir.
Atölye boyunca katılımcılar, kendi deneyimlerini paylaşma fırsatı buldu. Farklı bakış açıları duyma ve birbirimizden öğrenme anları, eğitimin keyifli ve katılımcı bir atmosferde geçmesini sağladı.
Duyguları Anlama ve Adlandırma: Katılımcılarımız, farklı durumlarda ortaya çıkan duygularının kaynaklarını ve bu duyguları nasıl adlandırabileceklerini keşfettiler.
İhtiyaçlar ve Değerler: Duygularımızın genellikle karşılanmamış bir ihtiyacı ifade ettiği fikri üzerinde duruldu. Bu kavram, bireylerin duygularını daha derin bir seviyede anlamalarına yardımcı oldu.
Değişim Alanları: Sosyal-duygusal gelişimde, birey olarak hangi alanlarda değişim yapabileceğimize dair farkındalık geliştirildi. İlişkilerimizde daha etkin dinleme, empati kurma ve duyguları ifade etme becerilerimizin gelişimi üzerine konuştuk.
Bu eğitim, bireylerin kendilerini daha iyi anlamaları ve duygusal zekâlarının gelişimi için önemli bir adım oldu. Katılımcılar, atölyenin hem bilgi dolu hem de keyifli bir atmosferde gerçekleştiğini paylaştı. Aynı zamanda, eğitim sonunda “kendimizi anlamadan başkalarını anlamamız zor” fikrinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurguladık.
Bu anlamlı yolculuğumuza katılan herkese teşekkür ederiz. Bir sonraki atölye programında yeniden bir araya gelmek dileğiyle!
Bir çocuğun okula başlama yaşı, hem ebeveynler hem de eğitimciler için en önemli konulardan biridir. Doğru zamanda okula başlamak, çocuğun akademik başarısını ve sosyal gelişimini doğrudan etkileyebilmektedir. Ancak her çocuğun
Çocukların gelişiminde erken yaşlar, onların hayatları boyunca şekillenecek olan karakter, değerler ve becerilerin temellerinin atıldığı kritik bir dönemdir. Bu dönemde sağlanan eğitim, yalnızca çocukların akademik başarılarına değil, aynı zamanda duygusal,
Okul öncesi dönem, çocukların hem zihinsel hem de ahlaki gelişimlerinin temellerinin atıldığı en önemli süreçlerden biridir. Bu dönemde gerçekleştirilen etkinlikler, çocukların motor becerilerinden sosyal gelişimlerine kadar pek çok alanda etkili
Çocuklarda özgüven, sağlıklı bir gelişim için temel bir faktördür ve başarılı bireyler olarak yetişmelerine önemli katkı sağlar. Özgüveni yüksek çocuklar, kendilerini daha iyi tanır, güçlü yönlerinin farkındadırlar ve bu özelliklerini
Okula başlamak, çocuklar için büyük bir adımdır. Ancak bazı çocuklar bu süreci zorlayıcı bulur ve okula gitmek istemezler. Ebeveynler için bu durum, hem duygusal hem de pratik açıdan zorlayıcıdır. Çocukların
Çocukluk dönemi, bireyin sosyal, duygusal ve bilişsel becerilerinin en hızlı geliştiği süreçlerden biridir. Bu dönemde çocukların çevresiyle olan etkileşimi, onların gelecekte nasıl bireyler olacağını büyük ölçüde şekillendirir. Özellikle işbirliği becerileri,
Çocukların doğayla etkileşim içinde büyüyerek meraklarını geliştirmelerini ve bilimsel düşünceyi benimsemelerini sağlarken, onların aydınlık bir geleceğe adım atmalarına rehberlik ediyoruz.
